ANA SAYFA | DERGİ EKİBİ | ABRAŞİYEMİZ | WEB MASTERLAR | BİZE ULAŞIN | ARŞİV

EDİTÖR

Mort Şmuni’nin Işığı

editor01.jpg

Biraz geciktik; çok değilse bile geciktik. Bunun için makul sebeplerimiz var. Çekirdek kadromuzdan iki kişi eksik olarak hazırlandı bu sayı. Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz David Akgüç, vatani hizmetini tamamlamak üzere Isparta’ya gitti. David, askere gitmek üzere olduğu o çok yoğun son saatlerinde bile elinizde tuttuğunuz bu sayımızın içerik planlamasını yapmak üzere bizi bir araya getirmeyi başardı. Yani bu sayıda da emeği her zamanki miktarda mevcut. Dr. Serdar Şirazi de bizlerden uzakta; Siirt’e, mesleğinin mecbur kıldığı görevler nedeniyle gitti ve biz burada kalanlar, hem David’i hem de Serdar’ı çok anarak, çok arayarak tamamladık yeni sayımızı.

Her zamanki gibi, yine çok beğeneceğiniz, günlerce elinizden bırakamayacağınız bir dergi hazırladık size. Cemaatimize uzun yıllar büyük bir şevkle hizmet etmiş sevgili Münir Kilimci ile yapılmış ayrıntılı bir röportajdan, Elazığ üzerine anlattıklarıyla bütün dergi ekibini çok etkileyen Efrem Tanoğlu’nun söylediklerine; “dijital” çağın bize sunduğu (ya da dayattığı) muhtelif yenilik ya da gelişmelerden, zengin geçmişimizin günümüze kadar uzanmış etkisinin (Süryani Mutfağı bölümümüzde, bu sefer Samatya Kadınlar Kolu’nun sunduğu “Maklube” ziyafetine varana kadar) izini süren yazılara kadar uzanan zengin bir içerik var bu sayımızda. Her sayımızda, her sayımızın her yazısında amaçladığımız şu: Köklü tarihimize ışık tutmak, günümüzün hızlı yaşam temposunun bize unutturduğu ya da arka plana ittiği her türden bilgi ve kültürel değeri yeniden öne çekmek, hatırlatmak. Reyono ekibi, bu saydıklarımızı kısmen bile olsa başarmışsa kendisini çok şanslı sayacak.

Bu sayımızda özel bir “Mort Şmuni” dosyamız var. Mardin’deki bu kilisemiz, cemaatimizin saygın ailelerinden Özkök ailesi tarafından ciddi bir biçimde yeniden restore edildi. Sait, Corç, İlyas, Lütfi ve Münir Özkök kardeşler (bu listeye, Lütfi Bey’in dediği gibi, “altıncı kardeş” olarak Cemil Koç ağabeyimizi de eklemeliyiz), çocukluklarının geçtiği mahalledeki bu kiliseye, herkesin takdir etmesi gereken özel bir ilgi gösterdi ve kiliseyi (yapı ve dayanaklılık anlamında) yıllar sonrasına uzanmasını sağlayacak bir restorasyona tabii tuttu. Mort Şmuni dosyamızda, söz konusu restorasyonun her aşamasında başında bulunmuş Lütfi Özkök ile yapılmış ayrıntılı bir söyleşimiz var. Reyono ekibi olarak, Özkök ailesine bütün yaptıkları için teşekkür ederiz. Mort Şmuni dosyamız, Metin Düş’ün bu kilisenin tarihi ile ilgili olarak yazdığı bir yazı ile daha da güçlendi.

Geçen sayımızda haber verdiğimiz internet sitemizde de (www.reyono.net) her şey yolunda gidiyor. Sitemizin içeriği her gün bir parça daha zenginleşmekte. Eski sayılarımızın da yavaş yavaş dâhil edilmesiyle birlikte bu site, “bizim” hakkımızda bilgi almaya ya da bir şeyler öğrenmeye niyetlenen kişi ya da kurumlara zengin bir kaynak sunmuş olacak.

Bu sayının “Editörden” bölümünü birkaç “açıklama” ya da “özür” ile tamamlayalım. İlk özrü Sayın Yönetim Kurulu Başkanımız Yakup Tahincioğlu’ndan dilememiz gerekiyor. Sayın Tahincioğlu’nun geçen sayımızda yayınlanan son derece önemli ve ayrıntılı “Şam’da Süryani Ortodoks Üniversitesi Kuruluyor” başlıklı yazısında tamamen teknik bir hata sonucu başkanımızın ismi yer almamıştır. Söz konusu sayımızın kapağında Yakup Bey’in adı anons edilmiş olmakla birlikte iç sayfalarda yer almamış ve yazı “anonim” bir yazıymış gibi görünmüştür. Dijital çağın kötü yanlarından biri sonucu oluştu bu hata. Ben ve diğer arkadaşlarım, derginin yayıma hazırlandığı şirkette saatlerce bilgisayarın karşısında oturuyor, hataları düzeltmeye, telafi etmeye çalışıyoruz ama yine de bu tür sonuçlardan kendimizi ve dergiyi kurtaramıyoruz. Ne olup bittiğinden, ya da nasıl olup bittiğinden gerçekten emin değiliz. Bilgisayar başındayken düzelttiğimiz bir hata ya da eksiklik, dergi basılı bir halde önümüze geldiğinde ne yazık ki “düzeltilmemiş” bir biçimde çıkıyor karşımıza. Belki de matbaadaki bilgisayarın “hafıza” ve “ekran”ı arasında hala çözemediğimiz bir kopukluk mevcut; bu konu üzerinde hassasiyetle durmaya devam edeceğiz… Bir başka hatayı da, “Saçılmış İnciler” kitabını tanıtırken yapmışız. Bu önemli kitabın çevirmeni olan Sayın Melfono Zeki Demir’in adı sehven tanıtım yazısında yer almamıştır. Son açıklama da, doğrudan doğruya benim kişisel bir kusurum ile ilgili. Geçen sayımızda yer alan Diyarbakır’daki Meryemana Kilisesi ile ilgili yazının sonuna, hiç olmazsa bir “Editörün notu” şeklinde bir açıklama eklemeli ve bu kutsal mekândaki restorasyonu başlatan insanlardan olan sevgili Aynur Mağzelcioğlu’nun adını anmalıydım. Yapmam gerekirken unuttum ve bunu yapmadım. Oysa Aynur Ağabeyin bu işle ne kadar fazla uğraştığını, ne kadar uzun bir süre Diyarbakır’da kaldığını en iyi bilenlerdendim. Bu kilisemizin ilk restorasyonunda önemli gayretleri olduğunu (gecikmiş bir biçimde de olsa) belirtmek gerek. Daha iyi, daha ayrıntılı, daha “hata”sız yeni sayılarda görüşmek üzere.

editor03.gif