ANA SAYFA | DERGİ EKİBİ | ABRAŞİYEMİZ | WEB MASTERLAR | BİZE ULAŞIN | ARŞİV

METROPOLİTİMİZDEN

metropolitimizden01.gif 

† Filüksinos Yusuf ÇETİN
Ruhani Lider ve Patrik Vekili

"KİME HİZMET EDECEĞİNİZİ BUGÜN SEÇİN"
(YEŞUA 24:15)

Sizler Mesih aracılığıyla Tanrı bağlılarısınız. Tanrı O’nu ölüler arasından diriltti ve kendisine yücelik verdi. Onun için imanınız, umudunuz Tanrı’dadır.” (I. Petrus 1:13 - 18:21).

Yeşua, İbranilerin başarılı bir önderiydi. Sürekli olarak kendi halkını günahtan ve yanlış yollardan geri çekmeye çalıştı. Bir gün tüm halka şunları söyledi: “Rabbe hizmet etmek gözünüzde kötü görünüyorsa, ilahlara mı, putlara mı, kime hizmet edeceğinizi bugün seçin. Ama ben ve evim halkı, biz Rabbe hizmet edeceğiz.”

Her kadının, her erkeğin, her gencin ve yaşlının yaşamında verilmesi gereken çok önemli bir karar vardır. Bu karar, kötülükle iyilik, yalanla gerçek, karanlıkla ışık, cehennemle cennet, ölümle yaşam arasında verilen karardır. Her tür günah bağlılığından dönüp, diri Tanrı’ya gönül hoşnutluğuyla hizmet etmek, kişinin özgürlük ortamında vereceği kararla olur.

“Yaşamın kaynağı sendedir, ya Rab…” (Mezmur 36:9). Arabistan çöllerinde bulunan akaryakıtlar gittikçe önem kazanıyor. Ama bu çöller yine çöl olarak kalıyor. Çünkü su yok. Milyarlar değerindeki akaryakıt bu yerlere hayat veremiyor. Denizden çöllere su pompalasalar bile buralarda yine de hayat olmaz; çünkü bitkiler, tuzlu ve acı olan deniz suyunu değil, tatlı taze su ister. Ne yazık ki, birçok insanın içi de aynen bu kurak çöllere benziyor. Umutsuz, sevgisiz, amaçsız ve bitkin. Bu durumda olanların çoğu, dünya keyfi, gurur, para, şan ve şeref gibi şeylerle iç susuzluklarını gidermeye çalışırlar. Kuşkusuz böyle kişiler tuzlu deniz suyu içenler gibidirler. İçtikçe daha da çok susayacaklardır. Ama Tanrı’nın verdiği yaşam suyundan içenler, hayatın bütün zorluklarına rağmen günbegün tazelenirler.

“Dikkat edin, hiçbirinizde, diri Tanrı’dan uzaklaşan kötü bir yürek barınmasın.” (İbranilere 3:12) Sevecen ve merhametli Tanrı, günahlı insanın durumuna sabreder ve günahtan dönmesi için kesin karar vermesini buyurur. Kutsal Sözünde O şöyle demiştir: “Senin önüne yaşamla ölümü, kutlulukla laneti koyduğuma gökleri ve yeri sana karşı bugün tanık tutuyorum. Bu nedenle yaşamı seç, öyle ki, Tanrın Rabbi sevmek, O’nun sözünü dinlemek ve O’na bağlanmak için soyunla sen yaşayasın.” (Tesniye 30:19 - 20)

Seven Tanrı, Nuh’un günlerinde insanları günahlarını bırakıp doğruluğa dönmeye çağırdı. Nuh, o kuşağa tam yüz yirmi yıl doğruluk ve kutsallık sorununda Tanrı Sözünü bildirdi. Tanrı’nın Sözünü öneme alacakları yerde Nuh’la alay ettiler. Kurtulmaları için gerekli olan kararı değil de, mahvolmalarına yol açan kararı verdiler. Tanrı o kuşağı tufanla yok etti, ama Nuh’la ailesini kurtardı.

İsa dedi: “Ben dünyanın ışığıyım. Ardım sıra gelen, yaşam ışığına kavuşacak.” (Yuhanna 8:12).

Ya hayatı seçeceğiz ya da ölümü; ya ışığı seçeceğiz ya da karanlığı, değerli genç. Sadece iki seçenek var, başka yok. Tanrı’yı gerçekten arayan bir kimse, günahlarını saklamaya çalışmaz. Günahını saklamak isteyen kişi, karanlıkta kalmayı tercih ediyor. Tanrı’nın ışığına gelmez ve böylece Tanrı’nın yargısı altında kalır.

Peki, Rabbi takip ederken tutumumuz ne oluyor? Günahlarımızı, eksiklerimizi, sevgisizliklerimizi saklıyor muyuz, yoksa onları alçak gönüllülükle Rabbin önüne mi getiriyoruz?

İsa dedi: “Ben dünyanın ışığıyım. Ardım sıra gelen, yaşam ışığına kavuşacak.” (Yuhanna 8:12).

Işık, karanlığın etkisini kaldırıyor, yok ediyor. Bir eve girip de ışığı yaktığınız zaman, karanlığı seven hamam böcekleri ne biçim kaçışırlar! Sık bir ormanda fazla yeşillik olmaz, yer kuru olur; çünkü oraya yeterince ışık düşmez. Aynı kurallar bizim için de geçerlidir. Eğer sağlıklı ve diri bir yaşam yaşamak ve yaşamımızın iyi ürün vermesini istersek, her zaman Tanrı’nın ışığı altında olmamız gerekiyor.

Günahımızı saklamak ve iki yüzlülük etmekle değil, utanma korkusunu bir kenara atarak alçak gönüllükle ışıkta yürümeliyiz.

“Umudumuzu, tüm insanların, özellikle iman edenlerin kurtarıcısı olan, yaşayan Tanrı’ya bağlamışızdır.” (I. Timoteos 4:10).

Allah’ın lütfuyla sağlanan kurtuluşu kabul etmiş olan insanın aklından kader, kısmet, alın yazısı, tecelli türünden kavramlar yok olmuştur. Yaşam da, sonsuzluk da kesin güvenliktedir. Tüm Gelişim Göksel Baba’nın elinde ve yönetimindedir. Diri umut budur. Tanrı’nın lütfuyla, sevecenliğiyle kurtuluş bulmuş kişinin umudu şu çileli bugünün ötesinde, gelişi kesinlikle bilinen parlak yarındadır. Böyle insan yarına, geleceğe bu umutla bakar. İşte, insanoğlunun güncel bunalımlar zinciriyle sarılı şu karanlık ortamın ötesine güvenlikle bakabilmesi diri umuttur. Çünkü bu diri umut, yaşayan, diri olan Tanrı’ya bağlanmıştır.

“Umudunuzu tümüyle Mesih İsa’nın görünmesiyle size sağlanacak olan kayraya bağlayın.” (I. Petrus 1:13).

Umuda ilişkin Tanrı’nın Sözü şöyle yazar: “Bu nedenle aklınızı eyleme hazırlayın ve ayık durun. Tüm umudunuzu, İsa Mesih açıklandığında (İsa Mesih tekrar geldiğinde) sizlere gelecek kayraya bağlayın… Çünkü atalardan kalma boş yaşayışınızdan geçici olan gümüşle ya da altınla kurtulmadığınızı biliyorsunuz. Tersine, suçsuz ve lekesiz kuzuyu andıran Mesih’in değerli kanıyla kurtuldunuz. O, dünyanın kuruluşundan önce bilinmişti, ama çağların sonunda sizin yararınız için ortaya çıktı. Sizler Mesih aracılığıyla Tanrı bağlılarısınız. Tanrı O’nu ölüler arasından diriltti ve kendisine yücelik verdi. Onun için imanınız, umudunuz Tanrı’dadır.” (I. Petrus 1:13 - 18:21).

“Mesih’in, kusursuz ve lekesiz bir kuzunun kanına benzer değerli kanı fidyesiyle kurtuldunuz.” (I. Petrus 1:19).

Mesih inanlısı, Tanrı lütfuyla yepyeni bir yaşama doğan, Tanrı gücüyle yarınlara umutla bakandır. Bu yeni yaşamda güncel sarsıntılar, haksızlıklar, adaletsizlikler - her ne kadar kolay değilse de - inanlıyı sarsmaz. İnanlı kinle, öç alıcılıkla, öfkeyle dolup taşmaz. Bu çetin sorunların tümünün hak Tanrı’nın adaletli elinde olduğunu bilir. Diri umut O’ndadır. Canın kurtuluşu yersel değerlerin hiçbiriyle gerçekleşmedi. Yücelerden sağlanan Tanrı Kuzusu’nun (İsa Mesih’in) suçsuz ve lekesiz kanıyla bütünlendi. Yeryüzünde bilinen her varlık, her şey belirli bir süreyle kısıtlıdır. Bir şeyin süresi geçince o şey de geçip gidecek. Bulunduğumuz dünya da geçip gidecektir. Tanrı’ya güven bağlayanın geleceği, sonsuzluğu ise esenlikte olacaktır.

† Metropolit Filüksinos Yusuf ÇETİN
İstanbul ve Ankara Süryani Ortodoks (Kadim)
Toplumu Ruhani Önderi ve Patrik Vekili

metropolitimizden02.gif