![]() |
![]() |
|||
>> Şam'da Süryani Ortodoks Üniversitesi Kuruluyor >> I. Hatay Antakya Medeniyetler Buluşması >>> Yakup Tahincioğlu ŞAM'DA SÜRYANİ ORTODOKS ÜNİVERSİTESİ KURULUYOR "Üniversite başlangıçta fen ve edebiyat fakültelerini kapsayacaktır. Ardından diğer fakülteler (örneğin tıp ve hukuk fakülteleri) gelecek ve üniversitenin kapsamı giderek genişleyecetir." ![]() Antakya ve Tüm Doğu'nun Patriği Evrensel Süryani Ortodoks Kilisesi'nin Başkanı Mor Moran İğnatiyos I. Zakka Iwas, Mor Afrem Manastırı'nın karşısında 90 dönümlük bir arazi satın aldı ve bu arazinin üzerinde Süryani Ortodoks Üniversitesi kurulması için Suriye Hükümeti'ne müracaat etti. Hükümet yetkililerinin yaktığı ilk yeşil ışığa bakılacak olursa, önümüzdeki aylarda üniversitenin açılma ruhsatı alınmış olabilir. Kadasetli Patriğimizle, Şam'da yaptığımız sohbet toplantısında kurmayı tasarladığı üniversitenin ana hatlarını şöyle özetlemiştir: "Üniversite başlangıçta fen ve edebiyat fakültelerini kapsayacaktır. Ardından diğer fakülteler (örneğin tıp ve hukuk fakülteleri) gelecek ve üniversitenin kapsamı giderek genişleyecek. Avrupa'nın tanınmış ve köklü üniversiteleriyle yapılacak işbirliği sonucu; eğitim programı, fakülte sayısı, öğretim üyeleri, finans durumu ve yönetim şekli konularını da kapsayan bir anlaşma yapılacaktır. Bu işleri, üniversiteyi de kuracak olan özel bir vakıf üstlenecektir. Bu vakfın %60'ı patrikliğe ait olacak, %40'ı da halka açık olacaktır. Üniversitenin ilk beş yıllık diplomaları, işbirliği yapılan Avrupa üniversiteleri tarafından verilecektir. Zaman içerisinde, Ortadoğu'nun en önemli üniversiteleri arasına girmesi için, elimizden gelen her türlü fedakârlığı yapacağız. Planlarımızı bu doğrultuda yaptık..." Kadasetli Patriğimiz'in Şam'da kurmayı tasarladığı bu üniversite, Süryani Atalarımızın geçmişte kurdukları ve tarih boyunca bilime hizmet eden İskenderiye Akademisi (M. Ö. 331), Antakya Akademisi (M. S. 380 - 430), Resulayn (Ceylanpınar) Akademisi, Urfa Akademisi (M. S. 154 - 202), Nusaybin Akademisi (M. S. 300 - 700), Kinnesri Akademisi (Viranşehir), Harran Akademisi, Cundişapur Akademisi (M. S. 531 - 578) ve Bağdat Akademisi gibi ilime ve irfana hizmet edecek. Kendisine bu ulvi teşebbüslerinde başarılar dileriz. Kadasetli Patriğimiz yukarıda sözünü ettiğimiz üniversite kurma girişimleri ile yetinecek kişilerden değildir... (Uzun ve sağlıklı bir yaşam dileklerimizle) hayatından çok kısa kesitler aldıktan sonra, tarihi nitelik taşıyan faaliyetlerinden de bahsetmek isteriz. Kadasetli Patriğimiz 21 Nisan 1933 tarihinde Musul'da doğmuş ve vaftiz adı "Senharib" olmuştur. 1946 yılında Musul'daki ruhban okuluna katılmış ve Zakka diye anılmıştır. 1948 yılında Başpiskopos Toma Kasir, kendisini rahip adayı seçmiş ve bundan altı yıl sonra da, 1954 yılında Başpiskopos Bolus Behnan tarafından rahip yardımcısı yapılmıştır. 6 Haziran 1954 tarihinde rahipliğe layık görülmüş ve ruhban okulunda öğretmen olarak çalışmaya başlamıştır. 1955 yılının sonunda, Humus'taki Patriklik Konutu'na gitmiş ve 18 Aralık tarihinde, (kendisini ikinci sekreteri olarak alan Patrik Afrem Barsavm'un isteği ile) Başpiskopos Circis Behnan tarafından Humus'taki Om al-Zenar Kilisesi'nde diyakos unvanını almıştır. 17 Kasım 1963 tarihinde, Patrik III. Yakup, kendisini Musul Episkoposluğu'na layık görmüş, Mor Severiyos adını vermiştir. Başpiskopos Bolus Behnan'ın daimi istirahata çekilmesinden sonra da, 1969 yılında Bağdat ve Basra Başpiskoposu olarak atanmıştır. Patrik III. Yakup'un 1980 yılında vefatının ardından, kilise Sensinod Meclisi kendisini patrik olarak seçmiş ve 14 Eylül 1980 tarihinde Mor İğnatiyos I. Zakka Iwas adını almıştır. Kadasetli Patriğimiz, 14 Eylül 2005 tarihinde bu mukaddes makama gelişinin 25. yılını dolduruyor. Kendilerini, en halisane duygularımızla kutlar, uzun ömürler ve 50. yıla idraklerini dileriz. Bu anlamlı gün, tüm abraşiyeleri temsilen katılan abraşiye metropolitleri ve yönetim kurulu üyelerinin de bulunduğu görkemli bir merasimle kutlanıyor. ![]() Kadasetli Patriğimiz'in, göreve geldikten sonra büyük bir özveri ve sabırla çalışarak gerçekleştirdiği ve gerçekleştirmek istediği en önemli eserleri şöyle sıralayabiliriz. 1 - Kurulması tasarlanan Şam Üniversitesi 2 - Mor Afrem Teoloji Fakültesi'nin kurulması 3 - Mor Petrus ve Mor Pavlus Katedrali'nin kurulması 4 - Mor Afrem Patrikhane Salonları'nın yapılması 5 - Uluslararası Hıristiyanlık Eğitim Merkezi'nin yapılması 6 - Mor Yakup Burdono Rahibe Manastırı inşaatı 7 - Yaşlı ruhban sınıfı üyeleri için sevgi evi kurulması 8 - Antakya patriklerinin ebediyete intikallerinden sonra defnedilecekleri odalarının (kabirlerin) yapılması 9 - Birçok kitap ve makale yazımı Mor Afrem Teoloji Fakültesi'nin Kurulması ve Gelişmesi 1980 yılında patrik olan Mor İğnatiyos I. Zakka Iwas'ın aklındaki en önemli düşünce bir fakültenin kurulmasıydı. Sonunda kilise meclisi fakültenin Şam'da olması gerektiğine karar verdi. 1996 yılında, Mor. Afrem Ruhbanlık Fakültesi'nin yeri haline gelen yeni ve güzel bir binanın inşası ile Kadasetli Patriğimizin rüyası gerçek olmuştur. Bina, 14 Eylül 1996 tarihinde bitmiş ve hizmete sokulmuştur. Beş kattan oluşan bina, Mor Afrem Manastırı'nın içindedir. Manastır, 70 dönüm genişliğinde bir arazinin üzerindedir. Kurulan fakülte 9 yıldır faaliyet göstermekte olup çok değerli metropolitler ve rahipler yetiştirmiştir. Mor Petrus ve Mor Pavlus Katedrali Katedral, Mor Afrem Manastırı'nın içinde, patrik salonlarının doğusunda ve takriben 250 m2'lik bir alan üzerinde, haç şeklinde inşa edilmiştir. Kapasitesi, yaklaşık 800 kişidir. Katedralin içinde, İsa Mesih, Meryem Ana, Mor Petrus ve Mor Pavlus ile İsa Mesih'in hizmetkarı Vaftizci Yuhanna tarafından vaftizini gösteren ikonalar mevcuttur. Bu ikonalar, Mısır'daki St. Demyana Kıpti Ortodoks Manastırı'nda hizmet etmiş rahibelerin çalışmalarıdır. Kadasetli Patriğimiz, içinde bir haç ve çanlar olan bir kule de bulunmasını istemiş ve 22 metre yüksekliğinde bir çan kulesi inşa ettirmiştir. Çan kulesi katedrale zarar vermesin diye de, binanın yanında inşa edilmiştir. Böylece çan çalarken oluşan titreşimlerden bina zarar görmemektedir. Burada, Başpiskopos Seraphim başkanlığındaki Yunan Ortodoks Kilise Meclisi'nin, Kadasetli Patriğimiz I. Zakka Iwas ve Süryani Ortodoks Kilisesi'ni takdirlerinin bir işareti olarak üç çan verdiklerini belirtmemiz gerekir. Mor Afrem Patriklik Salonları Mor Afrem Patriklik Salonları, Mor Afrem Kompleksi'ndeki teoloji fakültesinin batısında bulunmaktadır. Salonlar, hemen önlerinde ve doğuya doğru yer almış Mor Petrus ve Mor Pavlus Katedrali ile birlikte manastırın açık avlusunu kapatmaktadır. Konferanslar ve toplantılar için ayrılmış özel tesisler de dâhil, binanın toplam alanı 1850 m2'dir. Ana salon 800 kişi, sahnesi ise 60 ile 80 arası oyuncu alabilecek kapasitededir. Salonda, ısıtma ve soğutma sistemi, sahne ışıkları, ses sistemi, bulunmakta, doğrudan çeviri (simültane) ve televizyon projeksiyonu için ekipmanlar bulunmaktadır. Bodrum katta ise bilgi ve resepsiyon masası ile idari ve iletişim hizmetleri mevcuttur. Protokole tabi misafirlerin kabulü için de geniş bir resepsiyon odası mevcuttur. Zemin katta, toplantılar için iki ayrı salon vardır. Bunlardan ilki yaklaşık 130, ikincisi ise 115 kişiye hizmet verebilmektedir. Birbirine açılabilen iki salon, yaklaşık 300 kişi alacak bir büyüklüğe ulaşmaktadır. Uluslararası Hıristiyan Eğitim Merkezi Kadasetli Patriğimiz, gençlerin kilisenin geleceğinde hayati bir rol oynayacağını bildiği için, bu binayı Evrensel Süryani Gençliği'nin merkezi ve bir dini eğitim alanı olarak düşünmüştür. Merkez iki katlıdır, ayrıca bir zemin katı da bulunmaktadır. Toplam 60 kişilik bir kapasitesi olan iki yurt mevcuttur. Merkezde gençlik yönetim kadroları için tahsis edilmiş odaların yanı sıra; bir toplantı odası, bir yemek salonu, lavabo, ısıtma gibi tüm temel ihtiyaçları karşılayacak her türlü imkân bulunmaktadır. Mor Yakup Burdono Manastırı 1990 yılında, Sayın Patriğimiz, rahibeler için Mor Yakup Burdono düzenini oluşturmuş ve Lübnan, Asthanneh'teki Mor Afrem ruhban binasını bu yeni düzen için yenilemiştir. Daha sonra ise, Ma'arrat Seydnaya'daki Mor Afrem Manastırı'nda rahibeler için bir bölüm inşa ettirmiştir. Bu manastırda rahibeler için odalar, bir resepsiyon salonu ve toplantılar için bir başka salon bulunmaktadır. Bu düzenin üçüncü şubesinin 2002 yılında Irak, Bağdat' ta açıldığını da söyleyelim. Bahsedilmesi gereken bir diğer önemli konu da, her yaz Mor Afrem'de verilen teoloji kurslardır. Dini eğitim merkezlerindeki kişiler için verilen bu kurslar, Mor Yakup Burdono düzenindeki rahibeler tarafından idare edilmektedir. Yaşlı Süryani Ortodoks Ruhbanlar İçin Sevgi Evi ![]() Sevgi evi, emekliye ayrılacak olan metropolit, rahip veya kimsesiz papazlar için hayatlarının son yıllarını huzur ve sağlıklı bir şekilde yaşayabilmeleri amacıyla yapılmıştır. Sevgi evi, Mor Afrem Manastırı'nın kuzeyinde ve yarım kilometre mesafededir. 21 süit daireli iki binadan oluşan bu binada, tüm dairelerin geniş bir resepsiyon salonu bulunmaktadır. Bazılarında tek bir yatak odası varken, diğerlerinde birden fazla yatak odası, bir mutfak ve bir balkon mevcuttur. Binalardan birinin son katında St. Matthew the Ascetic isimli küçük bir kilise mevcuttur ve yaklaşık 180 kişi alabilmektedir. Kilise, yardımcı hizmetler ve zemin de dâhil olmak üzere alanın toplam genişliği 4650 m2'dir. 6 kişilik bir asansörü de olan binanın bahçesi de, gayet güzel bir peyzaj ile süslenmiştir. Antakya Patrikleri İçin Odalar Süryani Ortodoks manastırlarının en önemli özelliklerinden birisi de, üst düzey ruhanilerin ebediyete intikallerinde, genellikle manastır kilisesinin bitişiğindeki özel odalara defnedilmeleridir. Bu ana ilkeden hareketle Antakya Patrikleri için de Katedralin altında takriben 85 m2'lik bir alan içinde odalar (kabirler) oluşturulmuştur. Kadasetli Patriğimiz'in Yazdığı Kitap ve Makaleler Kadasetli Patriğimiz, genellikle kilisenin işleyiş kuralları, ayin icra şekli, ilahiler ve inancı çeşitli biçimlerde inceleyen birçok kitap ve makale yazmıştır. Yazılan bu eserlerin listesini, içeriğini ve yazım tarihlerini detaylı bir şekilde anlatmaya kalkıştığımızda bize ayrılan yer yeterli olmayacaktır. Bu eserlerin ayrı bir makale konusu olması ve tanıtılması gerektiği kanısındayız. Kadasetli Patriğimiz, patriklik makamına geldiği günden bugüne kadar 85 rahip ve 33 metropolit takdis etmiştir. Takdis ettiği rahip ve metropolitlerden 35 tanesi, lise ve teoloji yüksek okullarını okuduktan sonra dış ülkelerde lisansüstü eğitim görmüşlerdir. Halen Avrupa'nın ve Amerika'nın tanınmış üniversitelerinde lisansüstü eğitim gören 20'ye yakın talebesi vardır. Görüldüğü gibi Kadasetli Patriğimiz ilime, tahsile çok büyük önem vermektedir. Özellikle bundan sonra ruhani rütbesine erişecek kişilerin çok iyi bir eğitimden geçmeleri ve en az üç lisan bilmeleri gerektiğine inanmakta ve bunun uygulayıcısı olmaktadır. Papaz ihtiyacı olan abraşiyelerin ruhani liderlerinin uygun görecekleri lise veya üniversite mezunu gençlerin arasından seçilerek gönderilecek talebeler, Mor. Afrem Manastırı İlahiyat Fakültesi'nde gerektiği kadar eğitim görüp yetiştikten sonra geldikleri abraşiyeye dönüp papaz olabilmektedir. Bu da, kiliselerimizin ruhani mesleğinin her kademesinden eğitimli kişilerle donatılması anlamına gelmektedir. I. HATAY ANTAKYA MEDENİYETLER BULUŞMASI Sayın Metropolitimiz Mor Filüksinos Yusuf Çetin'in geçtiğimiz eylül ayında Antakya'da düzenlenen I. Hatay Antakya Medeniyetler Buluşması konulu toplantıda yapmış olduğu konuşmanın metnini sunuyoruz. ![]() Sayın Vali, Sayın Başkan, Sayın Belediye Başkanı, Sayın Dini Liderler, Sayın Medya Mensupları ve Sayın Konuklar; Sözlerime başlamadan önce, hepinizi, en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyor ve hepinize, yüce Tanrı'dan sağlık ve esenlik diliyorum. Yüzyıllar boyunca, birçok farklı medeniyet ve kültüre başkent olmuş, birçok değişik millet ve inanca ev sahipliği yapmış, tarihi ve güzel Antakya kentimizde, Hatay Evrensel Değerleri Koruma Derneği tarafından birincisi hazırlanmış olan, böylesi anlamlı, böylesi değerli, bir buluşmada şahsıma tanınan bu konuşma fırsatı için teşekkür ederim. Bilindiği üzere, Süryaniler, köken olarak, tarih boyunca, ulusların, uygarlıkların, inançların ve dillerin kaynaşıp yeşerdiği pota Mezopotamya başta olmak üzere, bu bölgenin yerli halklarındandır. Bunun en belirgin sonuçlarından biri de Hıristiyanlıkla, daha başından, tanışmış olan halkımızın M.S. 37 yılları civarında Kilise kurumsallaşmasını Antakya' da oluşturmuş olmasıdır. ![]() O günden bugüne patriklerimiz hep Antakya Patriği unvanıyla anılmışlar. Bu sene, yaklaşık bir hafta önce, patrik seçilişinin 25. yıl dönümü kutlanan ve bu vesileyle Antakya kentine özel sevgi, dua ve bereketlerini de gönderen, kadasetli patriğimiz Moran Mor Iğnatios Zakka I. Ayvaz, Kilise geleneğimize göre, Havari Petrus'la başlayan silsilede Antakya Kürsüsünün 122. patriğidir. 518 yılına kadar Antakya'da kalan patriklik merkezimiz, bu tarihten sonra geçici olarak civar bölgelerdeki birçok manastır ve kente taşındı. Bugünkü konutu ise Şam'dadır. Antakya şehrinin, yalnız Süryani kilisesi açısından değil, fakat bütün dünya tarihi açısından ve özellikle Hıristiyanlık tarihi açısından çok özgün bir yeri vardır. Bilindiği gibi, "Hıristiyanlık" ismi Hıristiyanlara, ilk, bu şehirde verilmiş (İncil, Havarilerin işleri 12,26) ve Hıristiyanlık bütün dünyaya buradan yayılmıştır. Onun için "MEDENİYETLER BULUŞMASI" gibi uluslar arası ehemmiyete haiz, böylesi değerli bir toplantıya ev sahipliği yapmak Antakya şehrinin doğal bir hakkıdır. Toplantıyı, burada, gerçekleştiren Hatay Evrensel Değerleri Koruma Derneği'ni bir kere daha kutlarım. Değerli katılımcılar, değerli dinleyiciler, Konu medeniyet olunca, ister M.Ö. ister M.S. olsun, Süryanilerin, özellikle yakın doğu coğrafyasında ve tarihinde uygarlığa yaptıkları katkıları, en azından anmandan geçmek haksızlık olur. Bu konu üzerindeki sayısız bilgi ve referanslar için, uzman tarih ve bilim kitaplarına yollama yaparak, izin verirseniz sadece İslam medeniyetiyle olan ilişkisi bakımından günümüzün İslam alimlerinden çok muhterem bir zatın bir sözüne değineyim: "Süryanilerin İslam bilim ve felsefesine çok önemli katkıları olmasaydı, belki de, tarihte bildiğimiz şekliyle bir İslam medeniyeti olmaz veya eksik olurdu" diye buyurmuşlardır. Fakat bugünümüzü daha doğru yaşamak, daha iyiyi yapmak, adil ve çatışmasız bir dünya gerçekleştirebilmek için geçmişe bakmak, ondan öğrenmek, her ne kadar önemli, her ne kadar esas olsa da, tek başına yeterli değildir. Geleceğe nasıl baktığımız, ondan neler beklediğimiz de bir o kadar önemlidir. Gelecek için beslenen emeller, içinde yaşadığımız zamanı, geçmişte yaşanılanlar kadar etkilediği bir gerçektir. Aydınlık ve mutlu geleceği, karanlık ve problemli geçmişin önünde tutmaya yardımcı olacak ve bizi bu yönde etkili bir şekilde eğitecek, en ehil kurum ise, şüphesiz, dindir. Zira dinin sahibi Allah, öğretisi de evrensel ve bütün zamanlar üstüdür. Dinin bu kutsal öğretisini hiçbir hasara uğratmadan ve en doğru yorumuyla insanlara aktarma vazifesi ise biz ruhani liderlere düşmektedir. Eğer biz dinimizi iyi öğrendikten sonra, ön yargısız ve hiçbir dünyevi amaç gütmeden insanlarımıza öğretirsek, onlara iyi örnekler oluşturursak, insanlar da üstlerine düşeni yaparlarsa ve hep beraber Allah'a dua edersek, Allah da bizi bereketler ve dünyamızı her türlü felaketten korur. ![]() Sayın Metropolitimiz Horiepiskopos Şemun Özdemir (İsveç) ile birlikte Antakya Mor Petrus Kilisesi'nde. Çok olmadı, yeni bir asra girdik. Geçmişteki güzel şeyleri de unutmadan çağımızı geleceğin ışığıyla görelim. Birbirimizi sevelim. Barış içinde yaşayalım. Tanrı sözü: maddi manevi, "şimdiki elinizdeki fazlalıkları, eksiği olan başkalarıyla paylaşın ki, başka zaman da, onların fazlalıkları sizin eksiğinizi tamamlasın", der (İncil 2.Korintliler 8.15) Tanrı hiçbir zaman insanlar arasında kayırıcılık yapmaz " O güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur." ( İncil Matta 5,45) Onun için Tanrı'ya inanan kişiler de, insanlar arasında hiçbir ayrım yapmamalı. Eskiden olduğu gibi, günümüzde de eksikliği hissedilen,o kadar dini bilgi değildir. Eksik olan, insanların kalbindeki sevgidir. Tanrı sözü: "Tanrı'yı seviyorum deyip de kardeşinden nefret eden yalancıdır, çünkü gördüğü kardeşini sevmeyen görmediği Tanrı'yı sevemez." diye ikaz eder (İncil 1. Yuhanna 5,20) Görülüyor ki, eğer, din, şahsi hırslardan, politikadan ve başka maddi çıkarlardan uzak kalırsa ve yalnız Tanrı'ya ve onun emrettiği şekilde insanlara hizmet ederse, çatışmalara sebep olması bir yana, dünya barışının tesisi için ve insanların bir arada sevgi içinde yaşamaları için en tesirli ve en gerekli etken görünümündedir. Eğer bu gerçekleşirse, dünyamızın her çeşit meyve veren bir cennet bahçesine dönüşmesi, hiç de olmayacak bir şey değildir. Biz Süryaniler, gerek halk gerekse Antakya Süryani Ortodoks Kilisesi olarak, İncil'de yazılanlar uyarınca ve tarihten gelen örf, adet ve konumuz gereğince komşularımızla ve dünya medeniyetleriyle hep bu şuur ve ilişki içinde olmuşuzdur. Onlann iyiliklerini ve başarılarını, kendi iyiliklerimiz ve başarılarımız olarak bilip, tarihte ve çevremizde hep bir barış ve güven unsuru oluşturmuşuzdur. Bu konumumuzu ve gayretimizi bu günde koruyor ve korumaya da istekliyiz. Hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım. Metropolit |
||||
![]() |
![]() |